Hayatınızın çeperinde dolaştınız mı? Duygu bulutları aralandığında, aradaki maviyle karşılaştınız mı? Kendinize çok kızdınız mı, kalbinizin mantığınızı nasıl hiçe saydığını görüp, o anları yok saymak istediniz mi? Utandınız mı, sil baştan yapmak mı istediniz?
Bu bir ‘keşke’ yazısı değil. Evet, ben o maviyle karşılaştım. Ama kendime hiç kızmadım.Ayşe oldum kurcaladım; Mehmet oldum, hayatımı evirdim çevirdim… Ve her defasında aynı sonuca vardım. Narsizmin kollarında mıyım bilmem ama iyi ki ben ben’im. İyi ki duygularımı çağlaya çağlaya yaşamışım iyi ki uçtan uca savrulmuşum da ben ‘şima’ olmuşum.Bu gerçekten doğru,’ herkesi aynı anda mutlu edemezsiniz.’ Çevrenizde bilgeler vardır, ‘sen bu olmalıydın, surda olmalıydın’ diyen. Sonra sen ‘o’ olursun, ‘orada’ olursun; ama yine yaranamazsın. Bu sefer ayakları yere sağlam basan kız değilsindir.Bir masal perisisindir ve gerçeklerden çok uzaktasındır. Bunlar ‘gerçekler, acıtır’ diyen arabesk kafalar, bırakın!
Aklınıza güveniyorsanız, yolunuzda kendi iradenizle yürüyün. Hatalarınız sizin olsun, sonuçları yine siz bulun. Kimse, sizi sizden çok sevemez. Hayat güzel…Yaşamasını bilene çok güzel! Mazhar der ki;
tam ortasındayım yolun
hmm koşunun ortasındayım..
tam varıyorum ki hedefe
bu oyun hep aynı, değişmiyor
hala devam hala figan
hem de bile bile
nasıl da paylaşıyor insan isterse
nasıl da birmiş meğer hasretler
nasıl da mecburmuşuz sabretmeye
sevmeye, öğrenmeye…